Anne Babanın Evliliğe Karışması - Şartları Neler

Anne Babanın Evliliğe Karışması

1 Star2 Stars3 Stars4 Stars5 Stars (1 votes, average: 5,00 out of 5)
Loading...

Anne babanın evliliğe karışması ile çekirdek aile düzeni nasıl değişir? Ebeveynlerin aileye karışması nasıl önlenir, neden evliliğe karışırlar?

Anasayfa > Soru- Cevaplar > Anne Babanın Evliliğe Karışması
14 Eylül 2023
227 okunma
Anne Babanın Evliliğe Karışması

Anne babanın evliliğe karışması normal midir? Türklerde neden aileler her evliliğe karışıyor? Bunun sonuçları ne olabilir? Mutlu bir evlilik yapmak için sadece 2 kişinin alması gereken kararlar vardır.

Ailelerin evliliğe müdahalesi Yargıtay kararı ile artık bir suç sayılabiliyor. Dolayısıyla mutsuz ailelerin oluşması doğrudan engellenebilir. Türkiye’de evlilikle alakalı merak ettiklerin bu içeriklerde yer alıyor.

Evlilikte Aileler Neden Karışır?

Anne babanın evliliğe karışması gibi durumlarda görülen davalar sonucunda artık suç sayılabilen bazı unsurlar bulunuyor. Türkiye’deki aile yapıları ve yaşam tarzları genellikle ailelerinde karışmasına neden oluyor. Özellikle ülkemizde yapılan araştırmalar kişilerin sadece eşleriyle değil, eşlerinin aileleriyle de adeta evlenmiş gibi olduklarını söylüyorlar.

Alınacak kararlar yuva kurmada, ticari faaliyetlerde, çocuk doğurmak, çocukların ismini koymak, düğün yapmak, okul seçimleri gibi pek çok konuda sadece çekirdek aileyi ilgilendiren kararlarda dahi anne babaların karıştığı genellikle görünüyor.

Özellikle erkek hegemonyasının geçerli olduğu bir toplumda yaşadığımız için kadınlar genellikle sessiz kalan taraf, kabullenmesi gereken taraf olabiliyor. Özellikle ev hanımları bu konuda çok mağdurlar. Zira ülkemizde ve anayasamızda kadınları koruyan herhangi bir yasa yok.

Bu nedenle şiddet ve kadın ölümleri ülkede sıklıkla görülüyor. Bunların çoğu ailelerin karışmasından dolayı olabiliyor. Daha sağlam bir toplum yaratmak, gelecek nesillere çok daha sağlıklı aile bağları kurmak için ilk yapılması gereken belki anayasada anayasal değişiklikler, kurallar, kanunlar ve en ufak şiddete dahi ağır cezalarla yasaklayan hususlar olması gerekiyor.

Zira böyle olmadığı sürece aileler evliliklere karışmaya devam eder. Mutsuzluklar hatta ölümlerde devam edebilir. Ailelerin evliliğe karışması modern toplumlarda görülen bir şey değildir. Zira hem dinler açısından bakıldığında hem de medeni toplumlar açısından bakıldığında bu çok açıklanabilir bir durum değildir. Özellikle İslami bir ülkede yaşadığımız için Kuran’ı Kerim’e göre hareket edildiği zaman kadınların ne kadar çok hakkı olduğu ve kadınlara asla şiddet uygulanmaması gerektiğini, onların seçme ve seçilme hakları olduğu da çok net açıktır.

Ülkemizde ulu önder Atatürk’ün de tüm dünyaya örnek olacak nitelikte kadınlara seçme ve seçilme haklarını vermesi ve her annenin, her kadının kendi ailesinde kararları alabilme, kendi doğurduğu çocuğa kendi isim seçme hakkı gibi bu kadar basit konularda bile hakları olduğunun örneğidir.

Ancak ülkemizde fazla gelişmemişlikten dolayı bu tarz konular sorun olabiliyor. En nihayetinde kaynana olgusu vardır. Anne tarafı ya da baba tarafı fark etmeksizin her 2 eşten birinin aileleri mutlaka evliliğe karışabiliyor. Burada önleyici faktör tamamen bireylerle alakalıdır. Yaşadıkları sorunları kendileri çözmeye çalışan veya profesyonellerden destek almaya, psikologlarla görüşmeye devam eden ve ailelerine bu tür sorunlara karıştırmayan çok modern zeka seviyesine, davranış seviyesine sahip insanlar da vardır.

Anne Babanın Evliliğe Karışması

Anne Babanın Evliliğe Karışması

Bir Kişi En Fazla Kaç Evlilik Yapabilir?

Türkiye’de anne babanın evliliğe karışması genellikle görülen bir şeydir. Bunun nedeni genellikle samimi bir aile yapısı sisteminin bulunmasıdır. Ancak hiçbirimiz çocuklarımızı yetiştirirken kendi kararlarını almaları ve daha sorumluluklarını üstlenmeleri konusunda özgür bırakmıyoruz.

Büyüdükleri zaman da onlara yol yordam belirlemek rehberlik etmekte her birimiz kendimizin muhteşem olduğunu düşünüyoruz. Herkes kendi yaşamının en iyi olduğunu, herkes kendi deneyimlerinin en iyi olduğunu düşünüyor. Oysaki her insanın yaşanmışlıkları, sosyal çevresi, eğitim düzeyi en basitinden en temel olarak mizacı farklıdır.

Dolayısıyla bir kişinin anne babasının evli olduğu diğer kişiye söz geçirmesi normal bir durum değil. Bilakis komedi yaratan bir durumdur. Bizim en temel sorunumuz, her insanın sadece bir anne ve bir babası olduğunu bilmekten başlıyor. Ki böyle olmasa bile karşı taraf eşinin ailesine anne baba diyen bir insanın, onların sözünü dinlemek istemesi de gayet normaldir. Zira her çocuk ailesiyle tartışabiliyor veya onların kurallarını yerine getirmeyebiliyor. Yapılması gereken sadece bilinçli davranmaktır.

Kadının ailesinin evliliğe müdahalesi Yargıtay kararı ile artık bir suç niteliğinde sayılıyor. Özellikle kayınvalide ve kayınbaba olarak bilinen aile büyüklerinin evliliklere karışması veya erkeklerin eşlerini kendi ailelerine karşı ezilmesi artık Türkiye’de bir suç.

Kadınların hakkı fazla savunulmadığı için özellikle Müslüman toplumlarda kadınlar ikinci sınıf olarak değerlendirilebiliyor. Bu da dünya üzerinde Müslümanlara bakış açısını doğrudan etkilemektedir. Oysaki kuran bilen, İslamiyet’i bilen insanlar, kadınların erkeklerden çok daha fazla haklara sahip olduğunu ve bunun böyle takdir edildiğini biliyor.

Ancak zaman içerisinde erkeklerin dünyası olarak yaşanması ve dini gerçeklerin bile farklılaştırarak insanlara gösterilmesi kadınların aşağılık, ikinci sınıf, söz dinlemesi gereken ve hiçbir şeye itiraz etmemesi gereken varlıklar olarak adlandırılmasına neden olmuştur. Sadece dini açıdan değil kültürel açıdan da Türkiye’de bu böyledir.

En nihayetinde kültürlü olarak tanımlanan birkaç üniversite bitirmiş insanlar veya kolluk kuvveti etlerinde çalışan insanların bile ne kadar seviyesizce davrandıkları eşlerini öldürüldükleri şiddet uygulayabildikleri de ülkemizde bir örnektir. Dünyada bu konuda kesinlikle bir birinci sıradayız.

Evlilikte erkeğin ailesi genellikle en çok karışan taraftır. Çocuklarının severek aşık olarak hayran olarak evlendikleri kadını, zaman içerisinde şekle sokmak onlara eğitim vermek gibi davranışlara girebiliyorlar. Kadınların itiraz etmesi genellikle eşlerin ailesine saygısızlık olarak nitelendiriliyor. Oysa orada yapılan evli bir kadına hadsizliktir.

Türkiye’de Çok Eşlilik Var mı?

Anne babanın evliliğe karışması çoğu zaman da iyi olarak değerlendirilebilir. Örneğin çok çapkın veya evliliğine yeterince saygı duymayan bir evladın eşinden başka birileriyle birlikte olmasını önlemek, bazı saygı duyulası ailelerin davranışlarından bahsedilmesini gerektirir.

Türkiye’de çok eşlilik yasaktır ve kanunlara göre cezai işlem gerektirir. 1926 Türk medeni kanununda belirtildiği şekilde çok eşlilik yasallıktan çıkarılıp cezaya tabi tutulmuştur. Ancak bu yapılmadığı anlamına gelmiyor. İmam nikahı ya da mute nikahı denilen bazı unsurlar, Türkiye’de çok eşliliğin var olağan gücüyle devam etmesine neden oluyor.

Evlilikte erkeğin ailesine düşkünlüğü çok nadiren görülen eylemlerden biridir. Mutlu aile ortalaması gerçek bir çalışma yapılsa toplumun %9 ila %12 arasında aile yapısından bahseder.

Toplumumuzda kimi kısım modernliğe gitme yolunda eşcinsellik nerden ilham alınarak kadın, erkek, çoluk çocuk gibi kavramlar tamamen yok olma aşamasına gitmektedir. Özellikle Suriye, Irak, Afganistan gibi az gelişmiş ülkelerden yoğun göç alınması durumuyla. Evlilikte erkeklerin ailesine düşkünlüğü yok olup gitmiştir. Kendi eşlerine saygıları yitirilmiş şiddetle yer ailelerin bu işe karışması ve erkeklerin.

Sadece bakım ve beslenme ihtiyacı arzusuyla Türkiye’ye gelen Uzak Doğu, Gürcistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Özbekistan, Afganistan, Suriye gibi toplumda yaşayan kadınların himayeye alınması nedeniyle de Türk kadınları değer yitirmeye devam ediyor.

Evliliğe Aile Müdahalesi Nasıl Önlenir?

Türk toplumlarında anne babanın evliliğe karışması artık alışılagelmiş bir durumdur. Ancak bunun artık bir an önce sonlandırılması gerekiyor. Evlilikleri mutlu bir şekilde devam etmesi için bireylerin kendi kararlarını alması gerektiği zaman tartışıp yollarına devam etmesi en önemli husustur.

Çoğu zaman da ailede eşler birbirlerine uygun olmadıklarını evlendikten sonra fark edebilirler. Bu çok medeni bir şekilde boşanılması gibi durumları getirebilir. Ancak bu tür durumlarda bile aileler bazen işin içine karışıp yapılandırma çalışmalarına gidebiliyorlar. Hatta artık Türkiye’de yapılan bazı kanunlar ve yasalarla eşlerin hızlı boşanmaları önlenmeye çalışılıyor.

Bu durumda elbette şiddet ve kadın ölümleri artıyor. Anlaşılmadığı zaman boşanmanın çok normal bir durum olduğu artık Türkiye’de anlaşılması gereken bir gerçek. Nitekim Kur’an ı Kerim’de bunu destekliyor. “Evlilikleriniz sizin için zulümse hicret edin” ayetinde olduğu gibi boşanmak normal durumu olduğu bilinmeli.

Yargıtay artık aldığı kararlarla bunları önleyebiliyor Ailesini evliliğine karıştıran yandı haberlerini incelediğinde kayınvalidelerin evliliklere karıştığı zaman ne tür cezalar alabileceğini de görebilirsin.

Evliliklerde Kararlar Nasıl Alınmalıdır?

Anne babanın evliliğe karışması nasıl önlenir? Evlenecek kişiler nasıl kendi aralarında karar veriyorlarsa evlendikten sonraki her aşamada kendi kararlarını alabilirler. Burada eşlerin de bilinçli olması son derece önemlidir.

Kayınvalidenin evliliğe karışması Yargıtay kararı ile artık kusur sayılıyor. Özellikle evliliklerde erkeğin ailesinin o aileye müdahalede bulunması ve erkeğin eşini korunmaması, sessiz kalması artık kusur sayılıyor.

Evliliğe dışarıdan müdahale olarak değerlendirilen bu durum ağır kusur olarak ceza gerektiriyor. Daha sağlıklı toplumlar ve çocukların gelecek nesillere çok daha bilinçli psikolojik sorunları olmadan toplumsal olarak adeta bunalımlı olmadan yaşayabilmemiz için aile kavramının yapılandırılması gerekiyor.

Ancak bunları da birbirine uyumlu olmayan anlaşmayan insanları zorla bir arada tutarak değil, onlara terapilerde bulunarak özellikle kadınlara maddi desteklerde bulunarak sağlamak olmalıdır. Özellikle Sosyal Politikalar ve Aile Bakanlığının yaptığı çalışmalardan biri de çok eleştiri görüyor. Zira bakıma ihtiyacı olan çocukları annelerinden ayırmak. onların hayatlarını sonlandırmakla eşdeğerdir. Zira o kadın çocuğuna bakamıyorsa, barınma, beslenme, çalışma ortamı sağlayıp çocuğunu yanından ayırmamak ülkece alacağımız çok daha mantıklı bir karar olabilir.